Paylaştığım fotoğraf, G. Albert’in melankoli isimli heykeli. Öne eğilmiş baş, çökük omuzlar, içindeki o kocaman boşluk…Söze gerek olmadan modunu anlayabildiğiniz bir dil; vücut dili!

Duygusal zeka- kendimizi yönetmeyi konuştuğumuz eğitimlerimde; modumuzla duruşumuz arasındaki güçlü bağı anlatırım mutlaka.

“Bedenimizle, beynimizin duygu merkezi( amigdala); aralarından su sızmaz kankalardır” derim.

Bu kankalardan biri ne yaparsa, öbürü de sorgusuz sualsiz ona inanır, uyar.

Ohio State Üni.’den Petty ve Harvard’dan A. Cuddy’nin çalışmaları da net bir şekilde gösterir ki;

🕴Dik duruş, özgüveni; özgüven dik duruşu yaratıyor!😊 Güldüğümüzde, mutluluk hormonu salgılanıyor; mutlu olduğumuzda gülüyoruz!

Yani, hangisinin başlatıcı olduğundan bağımsız, bedenle- duygu arasında çift yönlü-sağlam bir yol var.

✔İşte bu yol, bizim hayat yüklerimizin, ruhumuza ağır geldiği zamanlar çıkış yolumuzdur!

✔Kendini yönetebilme becerimiz için kapıyı aralayan anahtarımızdır!

✔”Napayım ben böyleyim” deyip, suratımızı eğip- içimize kapanmak yerine, beden aracılığı ile “yok öyle pes etmek” diyebilmektir!

E, hadi çıkın şu çiftyönlü yola🤗

💃🕺Omuzlar dik, çene yukarıda, yüzde samimi bir gülümseme..Evet, ilk adım oldu işte🍀