info@ilknuruslu.com / 0532 490 4004

DÜŞÜNDÜĞÜN HERŞEYE İNANMA

DÜŞÜNDÜĞÜN HERŞEYE İNANMA

DÜŞÜNDÜĞÜN HERŞEYE İNANMA 

Geçen gün kaygıları yüksek bir danışanımla konuşurken dedim ki “DÜŞÜNDÜĞÜN HERŞEYE İNANMA”

“Aslında insan başıma gelse hayatta başa çıkamam dediği o kadar çok şeyle gerçekte başına geldiğinde başaçıkabiliyor ki ! ” Hatta, bazen o düşüncenin kendisi, olayı yaşarken yaşadığın zorluktan bile daha fazla, daha büyük oluyor.

İrili, ufaklı pek çoğunuzun başına gelmiştir zorluklar, geçmiştir zor anlar, günler.

Bir hatırlayın ?

İnsan zihni öyle muhteşem bir programdır ki,  yaşamak- ayakta kalmak adına hemen bir güç düğmesine basılıyor ve bakıyorsun ki yapıyorsun; bir bakıyorsun ki yaşıyorsun ve hatta geriye dönüp bir bakıyorsun ki bambaşka bir şekilde güçlenmişsin. Oysa, öncesinde düşünürken, kaygılanırken, korkarken, bunu hayal bile edemiyorsun.

Ağır bir kanseri hayırlısı ile yolcu etmiş dostum, çocukluk arkadaşımla sohbetimizde demişti ki;

  • İlknur, içimde bu kadar kuvvetli bir ben olduğunu bilmiyordum. Birileri deseydi ki “var”, derdim ki “yok canım, ben yapamam, dayanamam…”

Büyük acılar/ dertlerle sınanmadan da bu muhteşem gücü fark edebilmek ve şu yaşam yolculuğuna bu farkındalıkla keyifli ve cesur adımlarla devam etmek mümkün.

Bu yüzden,  bugün yapmak isteyip de yapamadıklarınız, atmak isteyip de cesaret edip atamadığınız adımlarınız varsa, bu yazım size!

Kendinize güvenin, size inanıyorum vb demeyeceğim, size zihnin böyle zamanlardaki akışını anlatacağım. Size inanmadığımdan değil; her seferinde birilerinin size inandığını söylemesine gerek kalmadan, başka gözlerin inancına bağlı kalmadan; siz zihninizde olan biteni keşfedin, fark edin, hatırlayın ve önce SİZ kendiniz kendi gücünüze inanın diye! Çünkü siz inanmazsanız, başkalarınınki geçici kalıyor, yetmiyor ve siz bunu biliyorsunuz !

DÜŞÜNCELERİN & BARİYERLERİN& ÇOCUKLUK HİKAYELERİN

Ya onlar böyle düşünürse – ya o bana bunu derse ? Ya rezil olursam – Ya yalnız kalırsam – Ya dışlanırsam – Ya beğenilmezsem – Sevilmezsem – İncinirsem – Ezilirsem…. Bu başıma gelse, felaket olur ! Ben bunu kaldıramam / beceremem / yapamam! Bununla yaşayamam ! Bu durumla başa çıkamam !

Yapmak isteyip de yapamamanızın- adımlarınızı atamamanızın ardında hangi düşünceleriniz var?

Sorgusuzca inanırsın ve bu inancın korkularını yaratır. Bu korkular da kendi önüne yığdığın bariyerlerin olmuştur artık. Ardını göremediğin, göremediğin için daha da korktuğun ve korktuğun için de adımını atmadığın/ atamadığın!

Koçluklarda danışanlarımla çalışırken, aralarız bu korkuların ardını!

O düşüncelerle bir yüzleşmek, onların gerçekliklerini sorgulamak kritik ve kıymetli bir adımdır. Siz de atabilirsiniz kendiniz için bu adımı!

  • Zihninizdeki bu çıkmaz görünen sorulara, siz de başka sorular sorun
  • “Ya öyle olursa- ya böyle olursa” diyen sese “OLSA NE OLUR ?”  sorusunu sorun ve gelen yanıtların her birini mutlaka yazın! Bakın bakalım, o olsa ne olurlar, sizin için ne kadar önemli, anlamlı. Ne kadarı gerçekten olası ?
    • GERÇEKTEN böyle olsa, başıma bu gelir mi ?
    • GERÇEKTEN başıma bu gelse, sonucu öyle olur mu ?
    • GERÇEKTEN Mİ ? ve OLSA NE OLUR ?
  • ÇEKİNMEYİN, SORUN ! Yanıtlarınız ne ? YAZIN  ve bakın ne kadarı gerçekten olası! 
  • Bazen korkularımız kendimizin ürettiği düşüncelerin eseridir. Tıpkı çocukken zihnimizde yarattığımız hayali canavarlar gibi !  Gerçek değildir!

Çocukken sadece hayali canavarlar üretmeyiz, aynı zamanda kendimizle ilgili hikayeler de yazarız. Bu hikayeleri ana-babamızdan, öğretmenlerimizden, çevremizden duyduğumuz sesler besler.

  • “Ben beceriksizim”dir bazılarının hikayesi. Bazıları, “ben dünyaya bir hediyeyim” başlığı atarken,  bazıları ise “ben görünmezim”le başlar, yıllar boyu görünür olma derdi ile sürdürecekleri hikayelerine.
  • Kimisi “Ne yapsam faydasız”da karar kılır, çabucak pes etmeye meyilli bir yaşamın ilk sayfalarında, kimisi de “Göstericem sana dünya, ispatlıcam kendimi, herkes hayran olcak bana”   diye  yazdığı başlığa uygun bir savaş içinde sürer gider sayfalarca, yıllarca….

Çocukluk hikayeleri mühimdir. Psikolojide ŞEMALARIMIZ / Çekirdek inançlar da  deriz bunlara. O yaşlarda hayatla başaçıkmak için geliştirmişizdir.

Mesela : Güvensizlik ve kötüye kullanılma şeması geliştirmişse kişi; insanların onu inciteceğini ve bir şekilde kötüye kullanılacağı beklentisi içindedir. Bu şema ile de insanları kendine pek fazla yaklaştırmaz. Güvenmediği için, ya yüzeysel ilişkiler kurar ya da ilişkiden kaçınır. Ya da “boyun eğicilik şeması” oluşturmuş birisi, kendi ihtiyaç ve arzularını başkalarını memnun etmek için feda eder.  Diğerlerini onu kontrol etmesine izin verir. Bunu terkedilme korkusu, beğenilme arzusu ile yapar.

Bu çocukken kendimizle ilgili yazdığımız hikayeler, bir bakarsın hayatının akışını belirler. 20-30-40-50-60-70 yaşındasındır ve hala çocukken yazdığın hikayedeki etiketlerle yaşıyor, o hikayeyi canlandırıyorsundur.

“Çok çekingen birisiyim ben, o yüzden bir türlü kendimi ifade edemedim, bir yerlere gelemedim. Herkes beni yanlış anlıyor, niye böyle oluyor ? ” derken bulursun kendini. Ya da “Çok başarılıyım, bir sürü insan bağlı bana ama neden gerçekten sevilmiyorum, neyi yanlış yapıyorum hiç anlamıyorum” diye dertlenirken…

Çocukluk hikayelerinde, ancak yazan kişinin hikaye akışını değiştirebilme yetkisi ve gücü vardır!

Yazandadır anahtar! Çook eskiden yazıldığı için yerini bulmak bazen zor gelir ama istersen ve çaba gösterirsen, bulursun. Bilirsin ki o SENDEDİR!

  • Yapmak istedikleriniz için cesaretle adım atmak istiyorsanız,
  • Hikayenizin akışını artık değiştirme vakti geldi diyorsanız

İlk adımlarınız bunlar olsun;

  1. Yapmak istediğiniz, hayal ettiğiniz, yaşamınızda yaratmak istediklerinizi belirleyin, mutlaka yazın
  2. Önünüzdeki engelleri- engel olarak gördüklerinizi sıralayın
  3. Bu engelleri büyüten duyguları şöyle bir çekip çıkartın; korku ? kaygı ?
  4. Bu duyguların ardını bir aralayın ve oradaki düşüncelerinizi  farkedip- onların gerçeklik seviyelerini sorgulayın ( nasıl yapacağınızı biliyorsunuz artık J)
  5. Çocukluk hikayenizi bir hatırlayın
    1. Kendinizle ilgili yazdığınız hikayenin başlığı ne ?
    2. Kimin-kimlerin sesleri ile pekişmiş / Nerelerde işe yaramış / Nerelerde ayağınıza dolanmış
    3. Bugün bu başlık nasıl bir iç sese dönüşmüş? Kendinize sürekli söylediğiniz o yıkıcı sözü – o sesi farkedin
  6. İçinizdeki çocukla konuşun; Bu kısmı garip gelebilir ama yaptığınızda göreceksiniz ki, aslında aynı zamanda iyi de gelecek ! Gözlerinizi kapatıp yapabilirsiniz. Bazen yaralıdır o çocuk. Karşılanmamış ihtiyaçları, bazen kırgınlıkları vardır onun. Ona, onu anladığınızı, bugünkü yetişkin kaynaklarınızla onun yanında olduğunuzu açıkça söyleyin. Onu rahatlatmanız, anlaşıldığını göstermeniz ve güven vermeniz çok kıymetli. Bunu ondan- kendinizden esirgemeyin !
  7. Kendinizle ilgili hikayelerinize karşı argümanlarınızı, elinizdeki delilleri yazın bir kenara. Bugüne değin rağmen, başardıklarınızı mesela. Yapabildiklerinizi. Sizi sevenleri, size değer verenleri, önemseyenleri.  Attığınız adımları, kurabildiğiniz ilişkileri…. Yani, irrasyonel olan o çocuksu düşüncelerin yerine, bugünün yetişkin kaynağından destek alıp, RASYONEL olanları koyun! Zihin boşluk sevmez. Hani diyet yaparken denir ya; buzdolabındaki zararlı yiyecekleri çıkarıp, yerine sağlıklıları koyun diye !  Siz de öyle yapın ; sağlıksız olan düşünceleri atın ve mutlaka yerine SAĞLIKLI, RASYONEL olanları koyun !

Her değişim, dönüşüm gibi bazen kolay olmayacak ama SİZ isterseniz, SİZ çaba gösterirseniz; SİZ otomatik düşüncelerinize hemen inanmak yerine, sorgulamayı seçerseniz; SİZ çocukluk hikayelerinizi fark edip, devamını yetişkin kaynağınızla yazmak için kalemi elinize alırsanız, Önce SİZ kendinize inanırsanız

İçinizdeki o GÜÇ, hayal ettiğiniz hikayeleri yaratacak !

Devam edeceğim adımlara hikayelerle…..Şimdilik bu adımlarınızı atın ve sağlıcakla kalın

KAPAT
istanbul escort antalya escort avcılar escort taksim escort şirinevler escort istanbul escort bayan şişli escort beylikdüzü escort escort kayseri escort